21 Şubat Dünya Anadil Günü

Share

   Bugün 21 Şubat. Dünya Anadil Günü. Belki de yılın her bir gününe tekabül eden günler var. Anadil günü de bu günlerden biri; birçok insanın haberdar olmadığı diğer özel günler arasında kaybolan bir gün, Dünya Anadil Günü.

   Dünya Anadil günü`nün tarihçesinden bahsedecek olursak UNESCO tarafından 17 Kasım 1999’da 21 Şubat olarak açıklanmıştır. Dünya Ana dili Günü’nün asıl adı Ana Dili Hareketi Günü ‘dür. Bu gün Bengali Dili Hareketi için Bangladeş polisi ile çatışan Bangladeşli üniversite öğrencilerinin öldürülmesinin yıl dönümü olarak kutlanmaktaydı. DünyaAna dili Günü her yıl UNESCO üyesi ülkeler tarafından kutlanmaktadır. Bunun savunucuları çokdilliliği de savunmaktadır.

   Anadilin tanımını yapacak olursak, etnik ve ulus düzeyinde toplulukların bütün ilişki ve etkinliklerinde kullandıkları ve anlaştıkları dil, o topluluğun anadilidir. Daha geniş bir tanımla, bir insanın hiçbir eğitime tabi tutulmaksızın ailesi, çevresi ve toplumu aracılığı ile öğrendiği dil, anadili olarak tanımlanmaktadır.

   Anadil ismi üzerinde başlangıçta anadan duyulan yani göbek bağıyla kurulan iletişim dili; sonra yakın çevreden daha sonra da sosyal çevreden öğrenilen, insanın bilinçaltına inen ve bireyin bir toplumla en güçlü bağlarını kurduğu dildir. Birey her şeyi ilk öğrendiği anadilde düşünür, algılar, yorumlar.Bireylerin anadilleri dışında sonradan öğrenilen ikinci, üçüncü diller o dillerle iletişim kurmayı sağlasa bile, asla insanın kendi anadili gibi olamamaktadır.

   Anadili farklı olan çocuklar eğitime erişim, devam ve eğitimde başarı açısından çok büyük sorunlar yaşıyor.Doğduğu günden itibaren, anadilinde, anasının babasının ve çevresinin konuştuğu dilde konuşan, öğrenen bir çocuk okula başlandığı andan itibaren sınırlarına hâkim olamadığı başka bir dille karşılaştığında bocalar, örselenir ki; milyonlarca çocuğun yaşadığı budur.

   Yedi yaş çocuğu somut iletişimler dönemindedir, somut görüneni algılar ve öğrenir. Dil ise soyut bir sistemler bütünüdür. Var olan mevcut eğitim sistemi tekçi eğitimi savunur ve uygular. Çağdaş, bilimsel, demokratik eğitimden uzak bugünkü sistemde okula başlayan yedi yaşındaki öteki çocuk dilini kullanamadığı ve hatta dilinin yok sayıldığı, kültürünün, kimliğinin, inancının yok sayıldığı bu ortamda algılama sorunu yaşar, yaşıyor. Bir taraftan öğretmenin anlattıklarını anlamaya ve algılamaya çalışırken, diğer taraftan da eğitimin, okuma ve yazmanın sembol dili olan alfabeyi öğrenmek için çaba sarf etmek zorunda kalıyor. Bu süreç beraberinde bocalama, güvensizlik, uyumsuzluk, olumsuz değerlendirme, yabancılaşma ve başarısızlığı getirir. Anlamadığı, algılayamadığı, konuşamadığı durumlar yaşar, duygusal açıdan zorlanır, üzülür, motivasyon kırıklığı yaşar. Bu duygusal alandaki zorluk onun okula gelme isteğini, sosyalliğini, arkadaşları ile olan ilişkilerini olumsuz etkiler.

   Düşünme ve algılama anadilde olur, bunun gelişmediği, engellendiği durumlarda ifadede tutukluk, yaratıcılığın engellenmesi, yanlış telaffuz ederim korkusuyla duygularını dışa vuramama, akıcı okumada zorlanma, kültürüne diline yabancılaşma, kimliğini reddetme hatta ondan utanma, yok sayma, yadsıma durumları yaşar. Bu durum kalıcı zihinsel bozukluklar oluşmasına kadar varabilir. Gelişim bir bütündür. Duygusal ve sosyal eksiklik gelişimi zedeler. Yedi yaşındaki çocuk anlamadan anlatamaz ve başarılı olamaz, başarılı olamadığı zaman da kendini değersiz hisseder.

   Çocuk Hakları Sözleşmesin’de de açıkça belirtildiği gibi bireyin anadilinde eğitim alması en temel insan haklarından birisi olduğu kadar, bireylerin kendi anadillerinde eğitim almasının engellenmesi de en büyük insan hakkı ihlallerinden birisi olarak kabul edilmektedir. Biz Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı olarak Azınlık Okullarımızın desteklenmesini ve eğitimin iyileştirilmesini talep ediyoruz.  Batı Trakya’daki Azınlık Okulları Müslüman Türk Azınlığın kimliğini koruması ve sürdürmesi açısından hayati önemde bir işlev yerine getirmektedir. Biz Azınlık olarak kendi dilimizin eğitiminin verildiği bu okulların, Azınlık toplumu olarak varlığımızı sürdürmemiz açısından sahip olduğu önemin farkına varmalıyız.

   UNESCO verilerine göre dünya üzerinde 2 bin 500 dil yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Yüz yıl içinde bir dili konuşacak çocuk kalmayacak durumda ise o dil tehlikede, bir dili konuşan hiç çocuk kalmamış ise o dil ölü kabul edilmektedir. Her Dil bir dünyadır. Dünyalarımızın ölümüne seyirci kalmayalım. Dilleri ve kültürleri güzellikleri ile yaşatalım, insanlık bahçesini renklerinden mahrum bırakmayalım.

   Hepimiz bir “başlangıca” doğarız. Başlangıcın ilk temsili dil, bir edinme süreciyle toplumsal olana dair ilk öğrenilendir. Dil, bizi özgürleştirendir. Kamusal hayatı ve ‘dışarı’ yı algılama, anlama yeteneğimiz dil ile başlar.

   Bu anadil günü de, anadili yaşadığı ülkenin dilinden farklı olan milyonlarca çocuğun acı çığlıklarının duyulmasına aracı olsun.

                                                                                     BATI TRAKYA AZINLIĞI

                                                                             YÜKSEK TAHSİLLİLER DERNEĞİ

                                                                            YÖNETİM KURULU

Comments are closed.